30 Kasım-1 Aralık 2007

BALKANLAR’DAKİ DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE AZINLIKLARIN SİYASİ TEMSİL VE KATILIMI

Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) tarafından desteklenen ve Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Araştırma ve Uygulama Merkezi (MURCIR) ile Yeni Bulgaristan Üniversitesi (New Bulgarian University) tarafından ortaklaşa düzenlenen “Balkanlar’daki Demokratikleşme Sürecinde Azınlıkların Siyasi Temsil ve Katılımı” konulu konferans 30 Kasım 2007 - 1 Aralık 2007 tarihlerinde Sofya’da gerçekleştirildi. Yeni Bulgaristan Üniversitesi’nden Prof. Ludmil Georgiev ve Marmara Üniversitesi’nden Prof. Büşra Ersanlı yaptıkları açılış konuşmalarından konunun önemine dikkat çektiler; söz konusu organizasyonun hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek konuklara hoş geldiniz mesajlarını ilettiler. 

İki gün süren konferans Bulgaristan’dan ve Türkiye’den katılan akademisyenlerin tebliğlerini sunduğu dört oturumdan oluştu. Oturum başlıkları şunlardı:
1- Balkanlar’daki Etnik Politikalar
2- Bulgaristan’daki Müslüman Azınlıklar
3- Avrupalılaşma Perspektifleri
4- Örnek Olaylar

Söz konusu oturum başlıkları çerçevesinde tartışılan konular dört ana başlık çerçevesinde aşağıda sunulmuştur.

   

 OTURUMLARIN VE TARTIŞMALARIN TEMATİK KAPSAMI
1 - GENEL
• Atölye çalışması genelinde siyasi katılım ve temsil kavramlarının yeniden irdelenmesi, demokratikleşme ve katılımı şekillendiren yeni etkenler olarak yolsuzluk ile yeni tür nüfus hareketlerinin de göz önünde bulundurulması konularına değinilerek katılım ve temsil arasındaki ilişki ve mesafenin yeniden tanımlanması gerektiğine dikkat çekildi. Azınlıkların siyasi temsil ve katılımı konularında iyileştirmeler için yerel demokrasilerin kuvvetlendirilmesinin önemine sıklıkla vurgu yapıldı.
• Farklı ülkelerin azınlıkların siyasi temsil ve katılım konularında farklı yöntemler uyguladığı ve bu uygulamalar çerçevesinde azınlıklar arasında da ayrım yapıldığına dikkat çekildi. Farklı etnik partiler arasındaki rekabeti görünür kılan etnik katılım çeşitliliği sadece Bulgaristan örneğiyle kısıtlı kalmadı, Yunanistan, Romanya, Çin, Kanada, Almanya ve Slovenya örnekleriyle de ele alındı.
• Azınlıkların yasal statüleri konularında karşılaştırmalı bilgiler verildi, sadece yasal eşitliğin azınlıklar için yeterli olup olmadığı tartışıldı.
• Tüm bu tartışmalar çerçevesinde kimlik ve fikir politikalarının ayrıştırılması gerektiği konusunda görüşler belirtildi.

2 - SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ
• Komünizm sonrası ilk yılların kırılgan ve istikrarsız bir demokratikleşme atmosferi yarattığı ve liberal demokrasileri krize sürüklediği anlatıldı. Ancak liberal demokrasiye geçiş ve demokratik konsolidasyon süreçlerinin ivme kazanması ve kuvvetlenmesi ile birlikte siyasi yapının istikrara doğru yol aldığı belirtildi.
• Parlamentoya, siyasi sisteme ve seçim sistemine duyulan güvensizlik dile getirildi ve kriz döneminden azınlıkların kötü şekilde etkilendiği anlatıldı.

3 - AVRUPA BİRLİĞİ’NE UYUM
• Avrupa Birliği’ne üyeliğin yasal düzenlemeleri ve standartları yükselttiği ve bu düzenlemeleri sağlamlaştırdığı belirtildi.
• Avrupa modellerinin Bulgaristan siyasetinde de örnek alındığı ve etkili olduğu açıklandı. Ancak bu çerçevede Avrupa Birliği’nin azınlık politikalarının tutarsızlıkları da tartışılan konular arasındaydı. Avrupa Birliği ilkelerinin uygulama aşamasında tutarsızlıklar ve sapmalar görüldüğü, bu sapmaların azınlık politikalarını reforme etmek isteyen ülkelere zarar verdiği, özellikle katılımı özendirme ilkesinin uygulama aşamasında pragmatik kolaycılık gösterildiği belirtildi. 
• Azınlıkların siyasi katılımı konusundaki sorunlar çerçevesinde aşırı sağın kendine yer edindiği ve aşırı sağın yükselmesinin tüm Avrupa ülkelerinde önemli bir gündem oluşturduğu anlatıldı. Yabancı düşmanlığının Bulgaristan ve Türkiye dahil tüm Avrupa ülkelerinde yayılmakta olduğu ve bunun da katılım ve temsil konularında olumsuz etkiler yarattığı dile getirildi.

   

 4 - BULGARİSTAN’A ÖZEL
• Bulgaristan’ın liberal demokratik sisteme hızlı geçiş yapabilmiş olması itibariyle Balkanlar’ın çatışma bölgesinde istikrar ve barış unsuru olarak yer aldığı, hoşgörü modeli çerçevesinde bir örnek oluşturduğu belirtildi ve barışçıl siyasaya doğru radikal değişikliklerin yaşandığı anlatıldı. Bu modelin başarıyla gelişmekte olan bir model olduğu da özellikle vurgulandı. Bulgaristan modelinin hak ve özgürlükler için barışçıl politikalar ve uygulamalar oluşturduğu ancak tüm olumlu yönlerine rağmen Bulgaristan’da devam eden ayrımcılık politikaları ile ilgili de bilgiler verildi.
• Bulgaristan’daki demokratikleşmenin ve AB üyeliğinin Türkiye’de yaşayan Bulgaristan kökenli Türklere etkileri ve Türkiye ile Bulgaristan arasında niteliği değişen nüfus hareketlerinin iki ülke üzerindeki etkilerine işaret edildi ve bu değişmenin özellikle Bulgaristan siyasal sistemi üzerindeki etki potansiyelinin yüksek olduğu açık bir şekilde dile getirildi.
• Tüm olumlu yönlerine rağmen, Bulgaristan modelinin bazı ikilemleri olduğu belirtildi. Bu kapsamda sistemin siyasi söylem düzleminde kalması ancak bunun yanında analitik bir çerçeve oluşturulmasının gereğine; farklı grupların bölünmüşlüğü ve izolasyonuna; radikal politikalardan daha ılımlı politikalara doğru bir kayış gözlendiğine, ancak daha alt düzeylerde milliyetçi söylemin korunduğuna; partiler arasında etnik gelişmelerle ilgili farklı değerlendirmeler yapıldığına dikkat çekildi.
• Bulgaristan örneği özelinde görülen isim değiştirme ve isim çoklaştırma politikaları hakkında bilgiler verildi.
• Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin kendi içinde heterojen bir yapıya sahip olduğu ancak genel olarak siyasi kimliği temsil eden bir örnek oluşturduğu, kurulmasının ilk yıllarında diğer partiler tarafında önemli bir aktör olarak kabul edilmemesine rağmen ileriki yıllarda etnik barış için önemli bir unsur olarak görüldüğü ve koalisyonlar için vazgeçilemez partner haline geldiği ve siyasi sisteme entegrasyonundaki başarısı anlatıldı. Bulgar üyeleri de kendi bünyesine katabilmesinin parti için olumlu bir özellik teşkil ettiği belirtildi.
• Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin bölgesel temsilden milli temsile doğru ilerlediği, etnik ve komünizm karşıtı bir partiden merkezci liberal bir partiye doğru evrildiği ve bu gelişimin anti-komünizmden pragmatizme doğru günün koşullarına göre uyarlanarak geliştiği konusunda bilgiler verildi.
• Toplantı kapsamında Bulgaristan örneği haricinde, Batı Trakya Türklerinin Yunanistan’daki katılım sorunları ve Türkiye’de Kürtlerin temsil sorunları da örnek olarak ele alındı. Türkiye’de %10 seçim barajı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ve Türkiye’deki siyasetçilerin genel tutumu bu kapsamda tartışılan konular arasındaydı.

 

 


Bu sayfa Research Center for International Relations tarafından en son 26.03.2019 15:32:58 tarihinde güncellenmiştir.

HIZLI ERİŞİM