Çarşamba Toplantısı

Doç. Dr. Serhat Güvenç

TÜRKİYE DIŞ POLİTİKASI’NIN YENİ YÜZLERİ: DÜŞÜNCE KURULUŞLARI

Geçtiğimiz on yılda Türkiye’de farklı siyasal, ideolojik, sınıfsal, etnik yönelimlerinin, kuruluş modellerinin, hukuki statülerinin, mali kaynaklarının, coğrafi yoğunlaşmalarının, örgütlenme modellerin ve nihayet devletle ilişkilerinin şekillendirdiği düşünce kuruluşları ortaya çıkmıştır. Bu çeşitliliğin Türkiye’nin giderek daha çok sesli hale gelen siyasal yaşamının bir yansıması olduğu ileri sürmek mümkündür. Soğuk Savaş öncesinde ve süresince tartışma götürmeyen bir alan kabul edilen dış politika, artık bir siyasal tartışma ve rekabet alanına dönüşmüştür. Buna koşut olarak, dış politika yapım sürecinin hem geleneksel aktörleri hem de yeni aktör adayları, Soğuk Savaş sonrası dönemin dış politika tartışmalarına ağırlıklı olarak kurdukları ya da kurdurdukları düşünce kuruluşları üzerinden yürütme eğilimi göstermektedir. Kısa ve orta vadede bu tür kuruluşların ne derece “düşünce kuruluşu” ya da “savunucu kuruluş” olarak işlev görecekleri, dış politika ve güvenliğin birer tartışma alanı mı yoksa saflaşma gerekçesi mi olacağıyla yakından ilgildir. Bu sunuşta ilk olarak Türkiye’de kurulan dış politika düşünce kuruluşlarının Soğuk Savaş sırasındaki tarihsel gelişimi incelenmiştir. Daha sonra Soğuk Savaş’ın bitişiyle Türkiye’de düşünce kuruluşu sayısında yaşanan patlamaya yol açan iç ve dış etmenler; bu kuruluşlarda gözlenen hem biçim hem de yönelim çeşitliliğinin nedenleri; faaliyetlerinin kapsamı ile siyaset yapım süreçlerine etkilerinin ölçüsünü etkileyen yasal ve kurumsal çerçeve ele alınmıştır. Son olarak, düşünce kuruluşlarının Türkiye’nin dış politikasında değişen konumu, işlevi ve nihayet etkisine ilişkin bir değerlendirme yapılmıştır.

   

Bu sayfa Research Center for International Relations tarafından en son 27.03.2019 10:29:40 tarihinde güncellenmiştir.

HIZLI ERİŞİM